bir zamanlar bende çocuktum..
Yoğunluğumun zirve yaptığı bu günlerden selam olsun herkese..
Sevgili Deep mimlemişti beni geçen haftalarda, aslında bu mim olayı bana göre değil ama kırmak istemedim blog arkadaşımı ve yazmak istedim iki satır..
Konu mu; konu çocukluk anıları..
Gerçi, çokta bahsetmek istemem o günlerden..
zira anne-baba hasreti yaşayarak geçirdim o günleri ben..
Babaanne, dede, halalar, amcalar ile hayli kalabalık geçirdiğim o çocukluk günlerimde, hani sokak çocuğu derler ya bahçeden içeri girmez, dizlerimden yaralar eksilmez, kediler ve köpeklerle dost, ağaçlarla arkadaş olurdum.. Öyle ki bir ceviz ağacımız vardı bembeyaz dalları olan kocaman, o ağacın tepesinde evcilik oynayışlarım, dallarından birinin çocuk odam, diğerinin mutfak, bir diğer dalın salonum oluşu.. ceviz yaprağından bebeklerime dolmalar sarmalarım, yaş ceviz kabuğundan kendime dövme yapışlarım dün gibi.. belki de bu yüzden, hala ağaçlar arasında en çok ceviz ağacını severim..Evlerin çatılarında dolaşır, ağaç tepelerinden inmezdim hiç:) Cesur bir çocuktum ben, evimize hayli uzak kalender amcadan gidip leblebi tozu, şekerlemeler almaktan, büyük caddeler aşarak top peşinde koşmaktan hiç korkmazdım..
Sanırım 4-5 yaşlarında birgün, bahçe kapısını açık bulmuş, almış başımı gitmişim ben.. bir abi benim kaybolduğumu düşünerek, almış beni karakola götürmüş.. orada polis amcalar şekerler, çikolatalarla bana öyle iyi davranmışlar ki, beni aramaktan deliye dönen babaannem en son çare karakola geldiğinde, polis amcalar bu teyzeyi tanıyormusun diye sormuş; hayır diyerek, onu bile tanımamışım! canım babaannem eve gidip nüfus cüzdanımı alıp çocukları olduğumu ispatlamak zorunda kalmıştı:)
Babanemin nasıl bir sinir harbi yaşadığını tahmin edersiniz:)
Aslında yazacak çok anı var ama kısa keseyim ben..
Annem, babam ve ben.. bir kutlama yapılıyor!
Buda şaşkın ben:)
Doğa ve Ada bu resmi ilk gördüklerinde, her ikisi de resimdeki küçük kızın kendileri olduğunu iddia ederek beni mest etmişlerdi:)
Sevgili deepe teşekkür ederken, hepinize mutlu mesut bir hafta sonu dilerim..
Sevgili Deep mimlemişti beni geçen haftalarda, aslında bu mim olayı bana göre değil ama kırmak istemedim blog arkadaşımı ve yazmak istedim iki satır..
Konu mu; konu çocukluk anıları..
Gerçi, çokta bahsetmek istemem o günlerden..
zira anne-baba hasreti yaşayarak geçirdim o günleri ben..
Babaanne, dede, halalar, amcalar ile hayli kalabalık geçirdiğim o çocukluk günlerimde, hani sokak çocuğu derler ya bahçeden içeri girmez, dizlerimden yaralar eksilmez, kediler ve köpeklerle dost, ağaçlarla arkadaş olurdum.. Öyle ki bir ceviz ağacımız vardı bembeyaz dalları olan kocaman, o ağacın tepesinde evcilik oynayışlarım, dallarından birinin çocuk odam, diğerinin mutfak, bir diğer dalın salonum oluşu.. ceviz yaprağından bebeklerime dolmalar sarmalarım, yaş ceviz kabuğundan kendime dövme yapışlarım dün gibi.. belki de bu yüzden, hala ağaçlar arasında en çok ceviz ağacını severim..Evlerin çatılarında dolaşır, ağaç tepelerinden inmezdim hiç:) Cesur bir çocuktum ben, evimize hayli uzak kalender amcadan gidip leblebi tozu, şekerlemeler almaktan, büyük caddeler aşarak top peşinde koşmaktan hiç korkmazdım..
Sanırım 4-5 yaşlarında birgün, bahçe kapısını açık bulmuş, almış başımı gitmişim ben.. bir abi benim kaybolduğumu düşünerek, almış beni karakola götürmüş.. orada polis amcalar şekerler, çikolatalarla bana öyle iyi davranmışlar ki, beni aramaktan deliye dönen babaannem en son çare karakola geldiğinde, polis amcalar bu teyzeyi tanıyormusun diye sormuş; hayır diyerek, onu bile tanımamışım! canım babaannem eve gidip nüfus cüzdanımı alıp çocukları olduğumu ispatlamak zorunda kalmıştı:)
Babanemin nasıl bir sinir harbi yaşadığını tahmin edersiniz:)
Aslında yazacak çok anı var ama kısa keseyim ben..
Annem, babam ve ben.. bir kutlama yapılıyor!
Buda şaşkın ben:)
Doğa ve Ada bu resmi ilk gördüklerinde, her ikisi de resimdeki küçük kızın kendileri olduğunu iddia ederek beni mest etmişlerdi:)
Sevgili deepe teşekkür ederken, hepinize mutlu mesut bir hafta sonu dilerim..
:)))) ) Çok güldüm babaanneni tanimayisina. Sebuscum ayni benim cocuklugumu anlattin, hasret konusu hariç. Apartmanin bahcesindeki kayisi ağacı benim evcilik alanimdi, her dalı ayrı bir oda , keçi gibi çıkmadığım yer yoktu, camurlar, yapraktan sarmalar... Ah ne mutlu cocuklardik biz, üzülüyorum bizimkilere. Bu arada fatos bebek vardi ya onun gibisin fotoda, öperim canım
YanıtlaSilbizler şanslı çocuklardık! oyunların sokakta oynandığı yıllardı..düşe kalka büyüdük ama bu vesile ile mücadele etmeyi de öğrendik.. çamurla oyun evet, hala da çok severim toprakla uğraşmayı:)
SilFatoş bebekmi:) ehi teşekkür ederim..
öpüyorum kocaman bende..
ayy ayy gözlerim dolu dolu oldu canımsın küçük annemsin tabiki daha nice anılar anılarımız var. O ceviz ağacı hiç gitmez gözümün önünden o zaman sen hasrettin anna babaya şimdide ben bi tek anne baba olsa o da değil canlarım kuzucuklarım sen daha hangisini sayıyımm . ama yüreklerimiz bir bizim ...çok seviorum beni seni bunu bil yeter :)
YanıtlaSilah canımsın sen benim küçücüğüm.. o ceviz ağacını ve daha nicesini o sevimsiz toki blokları narına kestiler:( hiç oraları gidip görmek bile gelmiyor içimden:(
Silhasret dediğin nedir ki şimdi! bir uçak mesafesi ve dediğin gibi kocaman yüreklerimiz var bizim ve daima birlikte atıyor!
sevdiceğim, küçücüğüm seni çok seviyorum..
Karakol-babaanne diyaloguna çok güldüm :)
YanıtlaSilo karakol anısı hala anlatılır ve güleriz aramızda gamze:)
Silsevgilerimle,
Çocukluk her zaman farklı bir dönem. Şimdiki pek çok davranışımızın kökeni orada. Ben de mim olayına yabancıyım,Aynen ben de arkadaşımızı kırmak istemedim. Ama insanın kendisiyle bir iç hesaplaşması iyi oluyor.
YanıtlaSilNe güzel, içtenlikle anlatmışsınız.
Sevgiler...
sizinde çocukluk anılarınızı zevkle okudum makbule:)
Silbizler şanslı çocuklardık sevgiyle yoğrulan ve akşam ezanına dek sokaklarda oynayan..
sevgiler benden de..
Ha ha ha, babaanneciğine acıdım bak:-) O da iyiymiş Sebuş:-) Fotoğrafta da taş bebek gibisin, hâlâ da öylesin ya, maşallah:-)
YanıtlaSilrahmetli babaannem hep anlatırdı bu anıyı, ne çok korku yemiş demek ki.
Silteşekkür ederim handancım,
sevgiler kucak dolusu sana..
Bu mimi bana da yollamışlardı ama yapmak istemedim çünkü yazacak bir şeyim yoktu. Ya da yazsam kimsenin hoşuna gitmezdi diye vazgeçtim. Hem mimi yapanları okumak daha güzel. Her çocuğun ortak bir noktası var derler ya.. Sizinkini okurken de bir kaç küçük parça vardı bana ait. Böyle bir mim yaptığınız için teşekkür ederim.. Sevkle okudum gerçekten.
YanıtlaSildediğim gibi bende o günlerden pek bahsetmek istemem çünki senenin sayılı günlerinde gördüğüm anne-baba hasreti ile yaşadım o günleri..zor yıllar olmasına rağmen güzel anılarda biriktirmiş, en önemlisi sokakları arşınlamışız daha ne olsun ki..
Silasıl ben teşekkür ederim, zevkle okumanıza sevindim..
bebekken de güzelmişsin ama annen senden daha güzel söleyim bak o ne yaaa valla türk filmlerindeki artistler gibi maşallah, baban da malkoçoğlu tarkan gibi :))) anne baban hep işteyken seni babaannene mi bırakıyolardı yaaa ondan mı diyooon başka bişi ima etmiyon di mii.
YanıtlaSilbi dee, ceviz ağacında ev kurmak ha, bunu ilk senden duydum yaaa ne güzel bişimiş. bi deee ne şanslı büyümüşsün sokaklarda filan :)
bebekken de güzelmişsin ama annen senden daha güzel söleyim bak o ne yaaa valla türk filmlerindeki artistler gibi maşallah, baban da malkoçoğlu tarkan gibi :))) anne baban hep işteyken seni babaannene mi bırakıyolardı yaaa ondan mı diyooon başka bişi ima etmiyon di mii.
YanıtlaSilbi dee, ceviz ağacında ev kurmak ha, bunu ilk senden duydum yaaa ne güzel bişimiş. bi deee ne şanslı büyümüşsün sokaklarda filan :)
haha babamı Malkoçoğlu tarkana benzetmene ne güldüm deep:)) dediğin gibi eski fotoğrafların her biri birer türk filmi karesi gibi değilmi:))
Silanne babam yurt dışındaydı deep:( beni babaannem ve dedem büyüttü.. senenin sayılı günleri görebildim anne ve babamı ta kii 13-14 yaşlarına kadar.. o yıllarda, havada her gördüğüm uçağa el sallar anne-babama selam söyle diye bağırırdım..
ama herşeye rağmen bizler şanslı çocuklardık, koştuk düştük ayağa kalktık.. mücadele nedir o yaşlarda öğrendik..
tipik bir oğlak burcu olarak ağaç tepelerinden inmiyormuşuz demek ki :)) oğlak burcu dengeyi temsil ediyor ne de olsa...
YanıtlaSilsokaklarda oynama şansına sahip son çocuklardık sanırım.benim de 3 çatallı,hoşaflık kırmızı erik yapan bir ağacım vardı. babam o çatala 1 m2 lik bir ev yapmıştı benim için. ah ah...indim gene çocukluğuma :)) sağolasın...
aa basi sende mi! ağaç kuşu ben hala çok severim ağaçlara tırmanmayı:)
Silbabanın ağacın üzerine ev yapmış olmasına çok özendim bak şimdi:))
ne güzel çocuklardık değil mi..
Ne güzel bir cocukmussunuz, masallah....Babaanneye acidim:)))
YanıtlaSilGüzel bir haftasonu gecirmeniz dilegiyle sevgiyle ve dostca kalin....
teşekkür ederim yıldız.. babaannemi evet üzmüşüm biraz:)
Silçok teşekkür eder, mutlu haftalar dilerim..
sevgilerimle,
Tam ısırmalıkmışsın:)
YanıtlaSil:) tuba mersi
SilSebuş hasretin dışında ne güzel yaşamışsın çocukluğunu...Anne baban uzak olunca ailenin diğer kalanları el bebek gül bebek büyütmüşlerdir seni....Bende senin gibi ağaç başlarında büyüdüm....Ne güzel günlerdi...Sevgiler..
YanıtlaSilAnnen ve babanın yurtdışında olması dışında ne güzel bir cocukluk. Ama sanırım o zamanlarda da hep öyleydi hatırladığım.:( Anneler babalar yurtışında çalışır çocuklara büyükanneler bakardı . Ama yine de en şanslı son çocuklarmışız bizler. Keşke yaşadıklarımızın yarısını çocuklarımız yaşayabilselerdi. Şimdi hepsi aparman cocuğu ..
YanıtlaSilSevgiler benden sana :)
it really isnt that simple to find even remotely good text to CogniQ read (you know.. really READ and not just going through it like some uniterested and flesh eating zombie before moving on), so cheers mate for really not wasting any of my time! :p
YanıtlaSilsome really nice and useful information on this web siteI couldnt currently have asked for a better blog. http://www.healthcaresdiscussion.com/is-cogniq-scam-or-fake/